Bade'yi Beklerken..

Badecik ,

Bazen seni hareketli bir iç organım gibi(mesela kalp) hissetsem de senin karnımın içinde olmana öyle alıştım ki dünyaya bir selam çakıp yanıma geldiğinde iki yabancı gibi mi olucaz acaba diye içten içe merak ediyorum.

 İlk karşılaşma epey heyecanlı olacak gibi. Hayatımda daha önce de  ilk karşılaşmalar yaşadım.Ama epey farklıydı. Mesela babanla ilk karşılaşmamızda ya da ailelerimizin ilk karşılaşmasında da heyecanlıydık. . Her iki karşılaşmada da birimiz kız tarafı diğerimiz erkek tarafı desteğiyle çıkmıştık sahaya. Şimdiyse iki taraf da ev sahibi ama ne sen bizi tanıyorsun ne de biz seni ,hem de öylesine bizden olmana rağmen. Aylardır beraber yaşıyoruz ama birbirimizi hiç tanımıyoruz,acaba enteresan olan bu mu yoksa bir kez bile gözgöze gelmediğimiz halde seni böyle yürekten sevmek mi?

Bu arada mesajlardan da görüldüğü üzere çok büyük bir heyecanla bekleniyorsun... Heyecanımız bir yerde senin tam bir geliş tarihi veremeyişinden kaynaklanıyor... Sadece gelmeden önce birtakım sinyaller vereceğini biliyoruz... O sürpriz dolu sinyallerini merakla ve biraz da sinmiş vaziyette bekliyoruz bakalım.

Sanırım şu anda hiçbirşeyden habersiz yüzmeye devam ediyor olmalısın.Kimbilir neler hissedeceksin sudaki 9aylık hayatının ardından karaya ilk adımını attığında. Senin de işi zor be Bade.

Allah kolaylık versin ikimize de..


Karlar Düşer..

Bade Hanımcık,


İstanbul bembeyaz iki gündür.Tüm caddeleri sokakları dezenfekte etti doğa.Tertemiz bir İstanbul seni bekliyor artık. Normal şartlarda böyle bir havada evde vakit geçirmeye gönlüm asla razı olmazdı ama geri sayımda olduğum için malesef dışardan bakmakla ve fotoğraf çekmekle yetiniyorum dünyanın en güzel doğa olayına..Ha bir de arada camı açıp yüzüme denk gelen kar tanelerinin tadını çıkarıyorum. Kar orucum bitince bu senenin acısını fena çıkarıcam.




Benim en sevdiğim iki çiçeğim de karlar altında kaldı.İçeri almak istedim ama çok fena yapışmışlar balkona, gelemiyorlar malesef..
2sene önce yine böyle güzel kar yağmıştı.O zaman çektiğimiz fotolarda bugün oturduğumuz evimiz de gözüküyor.

35.Hafta Kontrolümüz

Sevgili Bade,

Bu hafta 35.hafta kontrolümüz vardı. Sen büyüdükçe doktor randevularına gitmek daha heyecanlı olmaya
başladı, filmin en heyecanlı yerine geliyoruz ne de olsa..
Gebeliğin tüm belirtilerini elimden geldiğince yerine getirmeye devam ediyormuşum. Sabahları ellerim uyuşmaya başlamıştı son zamanlarda.(Bunun için B1+B6 vitamini alacağım sabah akşam) Ayaklarım da artık bedenimi taşımakta zorlanıyor ve şişmeye başladılar. Dile kolay karnımdaki ekstra 12kg. ile adeta yük gemisi gibi dolaşıyorum ortalıkta.Oturup kalkmak hatta yemek yemek bile zor şu aralar masaya yarım metre mesafeyle oturabildiğim için... Bir de elimin altındaki atmosferde yerçekimi iki kat hızlı işliyormuşcasına sakarlıkta sınır tanımaz oldum.Bunu da gebeliğin sırtına yazalım gitsin.

Gelelim sende ki gelişmelere... Badeş büyümüş koca kız olmuş içerde. 2,5kg.ye yaklamış kızımız...Üstelik o da bizim gibi hazırlıklara başlamış.Ben bu hafta doğum valizimi hazırlamıştım,kızım da hazırlamış valizini ki doğum pozisyonuna geçmiş çıtırdan. Biz de bir laf vardır,"çok sarkma aşağı, kafan ağır basar düşersin" diye...Ama bu sefer olumlu bir adım olarak karşımızda  bu aksiyon.İnşallah herşey yolunda devam eder.

Sana da bana da kolay gelsin Bade..
Sevgiler..

Hacı ne iş?

Doğuma giderken hem benim hem de bebişin ihtiyaç maddelerini yıkayıp hazır etmek ve hastane çantamı hazırlamak niyetine girmiş bir anne adayı olarak kıyafetlerimizi kimyasal madde içermeyen  %100bitkisel sabun tozuyla yıkayıp yerleştirmek istemiştim sadece...

Ev mis gibi koktu ama koca makineye hepsi bir seferde sığmadığı gibi o bıdık bıdık parçalar çamaşır kurutma tellerinde bile boş yer bırakmadılar. Daha doğmadan bu kadar çamaşırı çıkıyorsa vay halimize diyorum.

Bade'nin Odası

İşte Bade'nin odası... Henüz odanı pek süslemedik ama bu haliyle bile gayet ve saf ve temiz...







Parti Parti Partizani...

Sevgili Bade,
Dün akşam Defneş'lere gidip boğazlarımız kuruyana kadar gülüp eğlendiğimiz çok güzel bir gündü ve Aslışın mükemmel ton balıklı makarnası ile Mügeş'in amerikan salatası günün keyfini ikiye katladı..

Ton balıklı salataları severdim ama makarnası iştah açıcı gelemezdi kulağıma..Yağı süzülmüş ton balığı,az mayonez ve kuru fesleğeni makarnaya katıp karıştırmıştı Aslış ve enfesti.Elleri dert görmesin Aslışın...

Unutmadan şu hatırayı yazmam lazım..Birsel ablası Defneye masal anlatmak istedi ama yanlış bir yol seçtiği için fazla söz hakkı olamadı.. Şöyle ki, Defnemizin saçları kıvırcık olduğu için çok zor uzuyor ve Birsel ablası bu detayı unutup güzeller güzeli uzun saçlı prensesten hikayeye giriş yapınca  Defne "anlatma" diye tersleyiverdi Birsel ablasını. Saçları kütmüş prensesin aslında flan diye durumu toparlamaya çalışsak da Defne bize sırtını dönmüştü artık..

Bol bol foto olduğu için yazıyla anlatmaya gerek yok lise arkadaşlarımla buluştuğumuzda ne kadar mutlu olduğumuzu...

İşte görüntüler...


 Aslış sana kulak misafiri olurken..
Şımarık Seliiimmm...
Biz Çirkin Oldukk..
Selim abin seni çekmiş ama beni sığdıramamış fotoya..
En iyisi ben biraz çabalayım görünmek için...
Selim olayı kaptı..
Dünyanın en iyi kalpli çocuğu; biblo Defneş..
İşin rengi değişmeye başladı..Selimle başa çıkamıyoruz..
Selim saldırıya geçti ve minik Defne de olaya dahil...
Biri sizi kurtarsın...
Ev  perşian haldeydi en son..
Tabi giderayak son bomba Selim ve Defnenin icat ettikleri oyundu...Defneyi oyuncak kutusuna koyup gezdirdiğini gördüğümüzde sihirbazların yaptıkları gösterileri hatırladık... Bu defa kutudaki kız Defne'ydi..

Show must go on..
Ve zafer anı...

Teşekkürler Aslış, teşekkürler kızlar..Sizi çoook seviyoruz biz ana kız...


Bade'li Rüyalar Başlıyor..

Sevgili Bade,

Doğum yaklaştıkça anne adaylarının bilinçaltındaki birikimleri rüyalarında görmeye başladıklarını duymuştum çevremdeki annelerden ve ben de dün akşam bomba gibi bir rüyayla bu vakanın bir örneklemesi oldum diyebilirim.

Rüyamda doğum gerçekleşmiş ve kollarımdaydın ama hiçbirşey tahmin ve hayal ettiğim gibi değildi. Bir defa doğumun olduğunu anlamamıştım rüyamda çünkü hiç canım yanmamıştı. Ben ne zaman doğurdum diye soruyordum hasta bakıcılara.Sen uyuyordun rüyanda doğurdun dediler bana.Ama hiçbir şey hissetmedim bu kadar tereyağdan kıl çeker gibi olması mümkün mü diye sordum ve ısrarla derin uyudun o yüzden duymadın dediler. (Rüyaların tersi çıkar derler ama bu kısmı gerçek olsa ne güzel olur...)

Gelelim ikinci perdeye... Sen maalesef  biraz çirkincesin (yeni adıyla şirince::))... Bu benim değildir diyorum. Benim kızım olsa daha güzel olurdu flan diye tepki gösteriyorum ama kanım da hafiften kaynamaya başlıyor hani baktıkça sana. Neyse diyorum çirkin ördek yavrusu da doğduğunda  böyle hor görülmüştü ama kuğu olup süzülmeye başlayınca işler tersine dönmüştü diye teselliyi masallarda buluyorum.(Rüyanın bu kısmındaysa tersi çıkarsa sevinirim...)

Bilinçaltımda neler olduğunu kurcaladığımdaysa herkesin benim hamileliğimi erkek bebek bekleyen hamilelere benzetmesi sonucu güzel bir kız bebek beklentimin kalmamasına bağlıyorum. Hatta sana bir tane mavi tulum da aldım. Ultrasonda defalarca kız bebek teşhisi konmasına rağmen anneannen bile pembe birşeyler aldırmamaya çalışıyor. 34.haftadayım ama hala senden son dakika süprizi bekleyenler var anlayacağın.

Bade kızım uyku setini pembe aldık,hastane çıkışını pembe aldık hadi onlar önemli değil de bu blogu Bade Akgül adına hazırladık.Şimdi sen kalkıp son dakika golü alırsan napıcaz? İsim bile yok ortada. Hayallerimizi bile pembe panjurlu kurduk biz,ilerde kız tarafı olucaz dedik.Bizim dünürler nasıl birileri olur acaba diye suyunu bile çıkardık.

Neyse artık hayırlısı. (Erkek tarafı olursak kız alırız bari.)

Öpüldün henüz doğmamış erkek görünümlü kız bebişim..


Bade Dilimizle Tanışıyor...

Sevgili Bade;

Bu sene senin senen...
İstiyorum ki doğduğun yıl aydınlık bir yıl olsun ve bize parmak ısırtan aydın bir nesil yetişsin peşimiz sıra. Bizler bu konuda size nasıl yararlı oluruz diye düşünürken aklıma doğacağın toprakları,dilimizi,kültürümüzü,tarihimizi ve dinimizi  öğrenmene yardım etme fikri geldi.

Sana bugüne kadar yazdıklarımdan ait olduğun aileyi tanıdın sayılır. Ama bu dünyada nereye varmak istediğine karar vermen gerektiğinde sadece ailemizi tanıman yeterli olmayabilir. Köklerimizin nereden geldiğini bilirsen hem dünyada olup bitenleri doğru değerlendirebilirsin, hem de ülkenin ve evlatlarının geleceği için doğru seçimler ve yorumlar yapabilirsin.

Türkler tarihte çok büyük medeniyetler kurmuşlardır. Türk tarihini öğrenmek için bence en iyi başlangıç noktamız dilimiz olabilir. Türkçe’nin konuşulduğu bölgeleri gördüğünde atalarımızın hangi topraklarda yaşadığını, hangi kültürleri etkilediğini çözmen daha kolay olabilir.

Türk Dili dünya üzerinde en çok konuşulan 5dilden birisi ve dünya üzerindeki 200-250milyon insanın Türkçe konuştuğu tahmin ediliyor. Coğrafi uzaklıklar ve kültürel farklılıklar neticesinde dilimiz pek çok bölgede farklı lehçelerle kullanılsa da dünyayı Türkçe konuşarak gezebileceğini söylemek mümkün.

Asya’da ;
Azerbeycan, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Doğu Türkistan (Uygur Türkleri), Afganistan ve Pakistan Türkmenleri, Rusya Türkleri (Ahıskalılar), Tacikistan Türkleri, Moğol Türkleri, Kansu Türkleri, Başkurt Türkleri, Karakalpak Türkleri konuşmaktadır.

Kafkasya’da;
Nogay(Çerkes Özerk Bölgesi’nde), Karaçay, Balkar Türkleri(Gürcistan’ın kuzeyinde) ve Kumuk Türkçesi (Dağıstan Bölgesinde)konuşulmaktadır.

Orta Doğu’da;
İran ve Irak’taki Türkmenler, Suriye Türkleri arasında…

Avrupa ve Balkanlar’da;
Makedonya, Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan(Batı Trakya Türkleri), Kosova, Bosna, Karaim Türkleri, Sancak Türkleri, Kırım Türkleri, Gagavuz Türkleri(Romanya,Moldovya’da yaşayan Türkler), Finlandiya’da yaşayan Sibirya Tatarları, Karaim Türkçesi (Ukrayna’nın kuzeyi ile Litvanya ve Polonya’da yaşayan Karaim Türklerince) Türkçe konuşulmaktadır.

Bunların dışındaysa Almanya, Fransa, Avusturya...vb Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Amerika ve Avusturalya’ya okumak ve çalışmak için yerleşen yeni nesil Türkler ile de Türkçe dünyaya yayılmaya devam ediyor.

Aslında bu konuda çok değerli bir Türk bilim adamı olan Oktay Sinanoğlu'nun kitapları ve görüşleri en güzel rehber olacaktır.

http://www.byebyeturkce.com/


Senin aklın ermeye başladığında önümüze dünya haritasını açıp ülke bulmaca oynarız ve bu bölgelerin hepsini haritadan işaretleriz beraberce. Büyüyünce bu oyunu oynamayı unutmayalım diye şimdiden not almış olalım böylece…

Öpüldün Badeşçik..

Bade,biz ve 2010

Sevgili Bade ,


Babişimiz 30Aralıkta dönüş yaptı ve Libyayla ilgili pek de güzel şeyler anlatmadı.Bu zamanda böyle medeniyetsiz ve geri kalmış bir ülke anlatacağını beklemezdim doğrusu.

Ertesi günse yılbaşı akşamını birlikte karşılamak üzere teyzemlere gittik.Anneannen,deden,dayın ve biz üç aile beraber karşıladık bu sene 2010'u.. Süslenen çam ağacı hediyelere boğulmuş ve bizler için notlar yazılmıştı (seni ayırmamışlar ,senin de hatıra notun vardı:) Çok eğlenceli ve benim ağırlığıma göre gayet hareketli bir gece oldu.


Bu seneyi çok eğlenerek karşıladık,bakalım o da bizi eğlenerek ağırlayacak mı... Açıkçası içimden ağırlayacak demek geliyor nedense:) Bu senenin en büyük hediyesi sen olacaksın diye olabilir mi acaba?

Yeni seneleri güzel dileklerle karşılamak adettendir.2010'da iyiniyetli tüm insanların beklentilerinin gerçekleştiği,sağlıklı,mutlu ve adil bir yıl olmasını diliyorum.Bir de Bade'mizi kucakladığımız unutulmaz bir yıl olmasını temenni ediyoruz.

Mutlu Yıllar...