BADE'ME BABASINDAN MEKTUP VAR!

Canım Kızım,


Senin yarı kırkını Libya’ da böyle uzaklarda ve gözü yaşlı geçirmek varmış nasipte. Ama annen fotoğraflarla da olsa yaşatmaya çalışmış kaçırdığım bu güzel kareleri. İnşallah dünyanın tüm güzellikleri ile dolu bir ömrün olur canım kızım benim.

Bu arada bu blogun mimarı annen.Okuma-yazmayı öğrendiğinde senin geliş haberini aldığımız ilk günden itibaren hissetiklerimizi en azından bu yazılanlarla da olsa seninle paylaşmış olacağız diye düşünüyoruz.Umarız ki sen de beğenirsin.

Bu arada kızım ben her gece dua ederim uyumadan önce. Senin geleceginin haberini ilk aldıgımızdan günden beri dualarıma tabi ki sen de dahil oldun.Sağlıklı bir şekilde hem senin hem de annenin bu doğum sürecini atlatmanızı diledim her gece.Ama itiraf etmeliyim ki seni bu kadar tatlı ve güzel ne ben bekliyordum ne de annen(nazar değmesin kızıma). Dünyalar güzeli kızım benim..İyi ki geldin yanımıza..

Yarı Kırklandık..

Bade'mle bugün kırklandık ama 40.günü beklemedik ve 19.günde yarım kırk yaptık...  Babaannemiz 40tane temiz taşı ve evlilik yüzüğümü bir leğen suda okuyup üfledi ve Bade'mizi bu suyla yıkadık.Ardından anneannemize misafirliğe gittik,ilk gezmemizi Bade'min anneannesine yapmış olduk bir eksikle.. Babamız gene Libya'da ve 2gün sonra geleceği için onu beklemeden kırklanma olayını hallettik.

Anneannede de gelenek Bade'nin yüzüne un sürüp ona yumurta hediye edilmesiyle tamamlanmış oldu... Kızımız akça pakça olsun diye un sürülüyormuş.. Yumurta da 40gün boyunca gittiği her evden bebek iyi beslensin diye veriliyormuş.

 Anneannesi yanaklarını ve alnını unladı kızımın alttaki fotoda...
                                         
                                          
Burda da hediye yumurtasıyla hatıra fotosu görülüyor Bade'ciğin..

Hayırlı kırkların olsun..Sağlık ve güzelliklerle dolu,dolu dolu bir ömrün olsun inşallah canım bebeğim benim..

İlk Banyomuz

Doktorumuzun önerdiğini gibi göbek bağının düşmesinin 2.gününden itibaren gün aşırı, daha sonra da her gün bebeğimizi yıkama işlerine başladık.

Dün anne karnındaki kapalı havuz sefasının ardından dünyada suyla ilk büyük buluşması gerçekleşti Bade Hanım Sultanın. Anneannesinin ve babaannesinin güvenli kollarında bıcı bıcısını yaptı ama tamamen de güvende hissetmedi kendisini banyo filesinde,o kadar sıkı tutundu ki bir eliyle o fileye,ellerinden kayıp düşeceğinden endişelendiği besbelliydi.

Anneanne ve babaannesi kan ter içinde ufonun sıcağının altında Bade'yi yıkarlarken ben de az ilerden kızımı sevip fotolarını çekiyordum.. E banyo her zaman yapılır, ilk banyomuzun hatırasını kayıt altına almak daha mühim:)

Bu arada ilk banyomuz Mevlid Kandili'ne denk geldiği için anneanne ve babaanne ekstra mutlu oldu. Tam da statülerine uygun şu cümleyi etmeden geçemediler;  "Oh,mevlid sularına karıştı ilk banyosu.."

Bade'ciğimin de kafası karışmasın bu ne demek şimdi diye.. Yani mübarek güne ait sulardan yıkandığın için manevi olarak da çok hoş bir tesadüf oldu manasında söylendi bu.

(Bade'ye Not: Mevlid kandili Hz.Muhammed'in doğumgünü olduğu için dinimizce özel bir gün..)

Sıhhatler olsun Bade'm...
















Göbek Bağımız..

Kızımızın göbek bağı düştü nihayet.. Hastaneyi arayıp durmaktan hemşireler sesimden tanır olmuştu artık . "Hanımefendi siz daha önce de aramıştınız, babusol ile ilgisi yok mersol de sürseniz aynı şey, her ikisi de antiseptik, kordonu kurutma özelliği yok mersolün de, sabredin 15güne kadar düşer.." En son dün aramıştım acınaklı sesimle;
-Bugün 15.gün oluyor hala düşmedi bu göbek bağı..
"Kaç kilo doğdu kordonu kalındır ondan düşmemiştir bu hafta düşer.."
 diye telkin ettiler kapattık gene..


Bugün yine aradım hastaneyi.. Evladının göbek bağı düşmüş bir annenin sesindeki özgüven ve mutlulukla kendimi tanıtıp şimdi ne yapmamız gerektiğini sordum ve bizim kadar hemşire de mutluluğunu sesine yansıttı, artık benim telefon şakası yaptığımdan şüphelenecekti bu göbek bağı biraz daha ayak bağı olsaydı ...

Şimdi yeni görevimiz;  göbek bağını nereye gömeceğiz?

Bade'li Günler

Bademiz bize iki haftada yeni deneyimler katmaya başladı bile.. Babasına göre mantık basit;
Ağlıyorsa 3sebebi var. Ya aç,ya altı pis ya da gazı var.. Tamam süt ve bez problemini gözlerinle görebiliyorsun ama gaz öyle değil ki.. Hani matematik dersinde dersi anladım sanırsın da o konudan bir soru çıkar karşına şaşalarsın o konuyu hiç görmemişsin gibi. İşte gaz problemi de böyle birşey... Küçük bir gak guk ediyor gazı çıktı sanıyorsun ama mızmızlanmaya devam ediyor..  Acaba daha gazı var mı nerden bilicez ki?

Neyse ki biz şuanda yükün 3de 2siyle meşgulüz, süper babaanne süt dışındaki problemleri hallediyor. Anneannesi de kızımızı sohbete alıştırdı,ufaklık şimdi sürekli piyes ortamında birşeyler anlatılsın ona istiyor. Şu aralar en revaçta olan hikayemiz, Bade'yi parka götürüp salıncağa bindirme piyesi. Bu anafikiri öyle bir işlediler ki üç gündür bu masalı dinliyoruz. Parka gidiyorlar önce parktaki çocukları kovalıyorlar Bade'ye salıncak sırası alıyorlar ...vs hikaye böyle uzayıp gidiyor,en sonunda da salıncağa biniyor ve kollarımızda sallayıp gönlünü ediyoruz küçük prensesin...

Prensesin beşiği hareketlenmeye başladı bu kadar mola yeter bize..

Bizim Küçük Sevgilimiz …



Bade'miz  8şubat sabahı ani bir kararla aramıza katılma kararı verdi 39.haftasında ipi göğüsleyerek 8.Şubatta bize dünyanın en güzel süprizini yaşattı.
                                                       


Doğum Öncesi..

Bahadır doğuma benimle beraber girdi ve büyük destek oldu ta ki iğneleri görüp morali bozulana kadar... Bade gelmek üzereyken babası onu kapıda beklemeye başlamıştı bile..
                                                                    Doğumhane çıkışı...

Doğuma karmakarışık pek çok duyguyla gittik,  hayatımızın en unutulmayacak hatırasını yaşamış halde ertesi gün kızımız kucağımızda huşu içinde evimize döndük.Hissettiklerimizi ve yaşadıklarımızı söyleyecek söz bulmak mümkün değil. Mis kokular içinde şaşkın ve masum bakışlı bir meleğimiz var artık.
                            
                                                               Güzel kızımıza kavuştuk
Anneannesiyle ilk kucaklaşması...
Dedeleri ve dayısı ile...


Hafta hafta gün sayarken şimdi günler su gibi akıp gitmeye başladı bile.Bize çok enteresan duygular yaşatmaya devam ediyor minik sevgilimiz. Dün dedeleri kulağına ezan okuyup "Ayşe Bade" ismini söylediklerinde manevi duygularımızla zirve yapmıştık bugünse Bade’ye sevgililer günü pastası hazırlıyor anneannesi ve babaannesi... Hatta dedesi daha ileri gidip kızıma sevgililer günü hediyesi kalpli yüzük bile alıp gelmiş İstanbula.

Evimizden seçmeler...

Babaannesinin kucağında..
       
Mehmet Dedesiyle...

Supergirl..


Kardeşlerimizle lohusa hatırası..
Kızımızın odasından..
Çiçeklerimizden...

Frankenstein'dan esinle... "Nasıl Bir Çocuk İsterdik?"

Adil..
Dürüst..
Karekter sahibi..
Cesur..
Merhametli..
İyi  niyetli..
Yapıcı..
Eğlenceli ve neşeli..
Dünyaya fazla yük olmadan yaşayacak ölçüde ince düşünebilen... (Etlerin_tavukların derilerini,kemiklerini çöpe atmayıp hayvanlara veren, kağıt ve cam atıklarını kumbaralara atmaya özen gösteren...vs)

İsim isim örnek almasını isteyeceklerim;

Babası gibi çalışkan ve zeki..
Annesi gibi rahat..
Abdullah dedesi gibi iyi bir konuşmacı ve hastalık derecesinde titiz..
Mehmet dedesi gibi renkli gözlü ve çevresi geniş..
Anneannesi ve babaannesi gibi el becerileri gelişmiş...
Dayısı gibi tok gözlü ve olgun..
Halası gibi elleri güzel ve uzun boylu..
Ayşe Teyzesi gibi daima genç ..
Sanatın kendi yeteneklerine uygun olan dalında söyleyecek bir sözü,çalacak bir parçası,okuyacak bir şiiri olacak derecede bu konulara eğilmiş...
Sporu hayatının bir parçası haline getirecek disipline ulaşmış, sağlıklı ve azimli ..
Günde en az bir gazete , ayda en az iki kitap okuyan entellektüel bilgi sahibi ..


Eksik birşey kaldı mı acaba istemeyi atladığım?

Evet,kalmış..
Konuşmaya başlayınca anne,baba flan geveleyene kadar "çişim geldi ,kakam geldi, karnım acıktı, gazım var..." flan diye faydalı cümleler kursun.

Yürümeye başlayınca tv ünitesinin tepesine koltuklara flan tırmanana kadar tuvalete gidip kendi işini kendi görmeyi öğrensin.

Hafızası çok kuvvetli olsun. Ben unutursam aşı tarihlerini flan hatırlatsın.

Çok istek yaptım sanki.. İnsanoğlu doyumsuz oluyor cidden..

Yürüyüş Yapan Matruşka...

Son zamanlarda sokağa adımımı attığım anda nazar boncuğu dağıtan çingeneler ve yaşlı teyzeler bahis yaparcasına "oğlun olacak hanım kız" diye laf atıyorlar...  Yok teyzecim kız bekliyoruz diyince belki samimiyetsiz buluyorlar da yüzlerini düşürüyorlar ama yılların kadını olarak böylesi bir tahminin doğru çıkmamasına hafiften bozulup "hmm,yanıltıyor demek ki..Allah kurtarsın evladım."diyip sohbeti keserek kendi aralarındaki  kritiğe geçiyorlar vakit kaybetmeden...

Herkesin kafasında karın önde ve sivri olursa erkek bebek, kilo tüm vücuda yayılırsa kız bebek doğar diye kabul gören bir doğru var.
Karnımı açıp içine bakamadığımız için biz de ultrasonun yalancısıyız halen.  Sokak mavi hissediyor ama bakalım matruşkayı açınca  içinden ne çıkacak?