Yaramaz kızım

Sevgili bebeğimiz,

Gittikçe büyüyorsun gittikçe sevimlileşiyorsun gittikçe cadılaşıyorsun ve de inatçılaşıyorsun. Sana istemediğin hiçbirşeyi yaptıramıyoruz (daha 1,5yaşındasın halbuki senin üstünde söz hakkımız bu aralar olsa iyi olurdu mesela)

Uykun gelip sarhoşlaşıyorsun ama fikren sen bunu kabullenmeden kafanı yastığa değdiremiyoruz. En sevdiğin çarşafta sallanmayı bile kabul etmiyorsun uyuyacağını bildiğin için.

Bunun dışında artık park sefaların zorlaşmaya başladı. Salıncaktan inmiyorsun dakikalarca, ardımızda kuyruklar oluyor dahası çocukları elinle çağrıyosun gel diye onlar da heyecanlanıyor ineceksin diye, tam iner gibi yapıyorsun onların yaklaştığını görünce geri biniyorsun.. Acaba kendine ait olanı kaybetmekten insan bu kadar erken korkmaya başlar mı?

Çok akıllı bir çocuksun. Ve inanılmaz afacan. Dün akşam koltukların tepesinde akrobasi yapıyordun. Senin kadar haşarı erkek çocuk bile görmedim ben yavrukuş.

Velhasıl öyle güzel birşeysin ki içime sokasım geliyor seni. Canımm benim.. Sabah seni bırakıp işe giderken babanla uyumanı izliyorduk,uykunda gülümsediğine denk geldik:))) Çooook tatlıydın çok..

Baduşum 18aylık olacak!!!

Sevgili  Bade'miz,

Uzun zaman oldu yazamayalı. İşler yoğun ama sen daha yoğundun şu ana kadar.Bu ara şirkette işler duruldu ben de bloga zaman ayırmak için kolları sıvamaya karar verdim.





Son günlerdeki gelişmelerinden sözedelim. Acayip sevimli bir çocuk olarak kalmaya devam ediyorsun ve çok hareketli. Sabah gözünü açar açmaz kapının eşiğinde alıyorsun soluğu.Bahçeye Şentürk abi kumluk bir alan ayarladı Yağmur,Kayra ve  sen kovalar , kürekler  kumları birbirinizin kafasından aşağı döküveriyorsunuz, bir bakıyoruz ki küreklerinizle birbirinizin kafasına vuruyorsunuz.  Birinizin elinde hangi oyuncak varsa en değerlisi o oluyor. Bir de öğrenme sürecin büyük keyifle gidiyor.

Bir aydır babaannen bakıyor sana onunla halının üzerinde yüzüp sonra güneşleniyorsunuz hayal gücün de olanca hızıyla genişlemeyi sürdürüyor elbette.

Eline ne geçerse balkondan aşağı atıyorsun şu aralar. Seni evin içinden fişek gibi koşarken görürsek elinde ne var onu tespit etmeye çalışıyoruz , ona göre aşağıdan ne arayacağımızı bilelim diye.

Ama en komiği Yağmur'un taklidini yapışın. Yağmur nasıl ağılıyor diye soruyoruz sana. "enneeee" diye ağlıyor ve sen de aynısını yapıyorsun.

Bade kakasını nasıl yapıyor diye soruyoruz ağzınla taklidini yapıyorsun.

Ortalığı katıp karıştırmak konusunda muazzamsın. Ama yuku konusunda bir felaketsin. Gece uykunun içinde bir kolumu öyle sıkı tutuyorsun ki başında nöbet tutuyorum. Pes edip seni yanıma  alıyorum her gece 3 de. Hala deliksiz uykuya geçemedim. Beslenme saatlerini uyku saatlerinle örtüştürmüş olman beni epey uykusuz bırakıyor ama razıyım tabii ki yeter ki midene birşeyler gitsin diyee.

Geçtiğimiz hafta çok üzücü bir tecrübe yaşadık. Soğuk aldın ve 4gün ateşler içinde yattın halsiz yorgun iştahsız vaziyette ne uyuyabildin ne rahat edebildin. Biz de çok üzüldük tabii ki. Her gece seni ıslak mendillerle ateşten korumaya çalıştık. Bu süre içerisinde işyerindeki bir arkadaşımdan da günlük otunu öğrendim. Onu ateşte ısıtıp isini pamuğa sindirdik ve o pamuğu göğsüne koyduk gece uyurken. İlaçları vermek o kadar zordu ki  günlük otunun iyi gelmesi için dualar ettim. Çok şükür öksürüğün azaldı.